25 Haziran 2016
Vücudumuzun yaşlandıkça azalan hacmi, cilt altı erimeler ve oluşan derin kırışıklıkların tedavisinde kullanıldığımız bir diğer uygulama ise dolgu uygulamalarıdır. Dolgular etki sürelerine ya da içerdikleri maddelere göre çeşitli sınıflara ayrılırlar. Etki sürelerine göre ayırıcak olursak; kısa, uzun süreli ve kalıcı olarak 3 sınıftırlar.
Kısa etkili dediğimiz dolgular hyaluronik asit dediğimiz zaten vücudumuzda dokular arasında mevcut olan bir protein ile yapılan dolgu uygulamalarıdır. Bu protein laboratuar ortamında üretilerek, hazır uygulanabilir enjektörlerin içerisine yerleştirilir. Bunların etki süresi 6 ay ile 2 yıl arasında değişmektedir.
Uzun süreli dolgu maddeleri ise yine diş, kemik gibi sert dokularımızda bulunan hidroksiapatit veya poli-L-laktik asit içeren proteinlerdir. Bunlar da laboratuar ortamında üretilerek hazır uygulanabilir, enjektörlerin içerisine yerleştirilmişlerdir. Bunların etki süresi 2-4 yıl civarındadır.
Kalıcı dolgular ise; plastik, silikon, metilmetakrilat gibi normalde vücumuzda bulunmayan maddelerden üretilirler. Bu yüzden vücutta reaksiyonlara neden olabildiklerinden ve erime ihtimalleri olmadığından yapılan uygulamanın geri alınma ihtimali olmadığından tercih edilmemekte ve önerilmemektedirler.
Dolgu uygulamaları çok yaygın kullanılmakta ve ameliyatsız estetik denilince botox ile akla gelen ilk uygulamalar arasındadır. Bu uygulamaların ameliyat gerek kalmadan 5 dk gibi kısa bir sürede ofis ortamında gerçekleştirilebilmesi en büyük avantajlarıdır. Hastalar bu uygulama ile öğlen arası gelip gençleşerek öğleden sonra işlerine refresh olmuş bir şekilde gidebilmektedirler.
Dolgu ile peki neler yapılabilir? Dolgu ile yüzün daha dolgun ve genç görünmesi sağlanarak, elmacık kemikleri belirginleştirilebilir, dudaklar büyütülebilir, burun ucu dolgunlaştırılabilir, yüzdeki kırışıklıklar silinebilir, memeler ya da kalçalar büyütülebilir. Vücuttaki istenmeyen bütün çukurluklar silinebilir.